9 Eylül 2016 Cuma

Bacaklarımı Bırak Artık



  Eğer denizin kenarında oturuyorsanız, güneşi görmek için tepeye bakmanıza gereğin olmadığı bir gündü. Güneş her parçasını Karadeniz'e dağıtıyordu. Denizin etrafı yine kalabalıktı. Bu mevsimde hep böyle olurdu zaten. Uzun süren kış faslının ardından güneşin ucunu bile görseler denize akın ederdi insanlar. Etrafında gezerlerdi, kıyısına otururlardı. Yüzerlerdi... Yüzebilirler miydi? Yüzmeyi bilirler miydi?

-------------------
 
  On iki yıl olmuştu. On iki kere üç yüz altmış beş gün eşittir bir gün... Her şey hala dün gibiydi.

-------------------

  Sabahtan beri oturuyordu orada. Bazı insanlar ona bakıyordu. Hatta birçok insan ona bakıyordu. Haklıydılar da bakmakta. Böyle güzel havada denize karşı kaç kişi ağlardı ki? Ama o insanları önemsemiyordu. Görmüyordu daha doğrusu. Onun için bu şehirde kimse yoktu. Herkes on iki yıl önce ölmüştü.

  Bu bir anma değil, yalvarmaydı aslında. On ikinci yalvarmanın, önceki on bir tanesinden hiçbir farkı yoktu neredeyse. Kulağında hala o ses çınlıyordu: "Ben gelemem oraya gitmeyin."

Önünden bir bisiklet geçti. On iki yıl önce "Gelirsin ne olacak ya biz de buradayız hem." diyen dilini bisikletin tekerine sıkıştırmak istedi. Geçen sene eliyle koparıp fırlatmak istemişti. On iki senedir değişen tek şey buydu belki de.

-------------------

  Mücahit'in gözleri kahverengiydi. Ama deniz suyu kıpkırmızı ederdi. Saçları sarı gibiydi. Islanınca siyah olurdu ama. Çok cüsseli değildi aslında, hafif sayılırdı. Ama suyun içinde batardı. Sonsuza kadar batardı... Sonsuza batardı...

-------------------

  Sola doğru baktı. Gençler yüzmeye hazırlanıyordu. Kalabalık bir grup halinde gelmişlerdi. İçlerinde Mücahit'i aradı. Bulamadı. Mücahit hepsinden önce, on iki yıl önce girmişti denize.

-------------------

  İç Anadolu'da büyümüştü Mücahit. Üniversiteye gelene kadar hayatında deniz görmemişti. Havuza da gitmemişti. Haliyle bilmiyordu yüzmeyi. Sevmezdi de. Arkadaşları kırılmasın diye gelmişti o gün de. Suya girmek istemiyordu aslında Mücahit. "Kenarda yüzersin." diyerek çağırdılar onu suya arkadaşları. Kenarda eğleniyorlardı. Sonra arkadaşları daha ileri gittiler. Onlardan ayrı duramazdı ama korkuyordu da. Bilmiyordu yüzmeyi. O çağırdı Mücahit'i ileri. "Sen de gelsene Mücahit." dedi. Arkadaşının kenarda tek kalmasına göz yumamazdı. Ne iyiliksever bir insandı! Mücahit: "Ben gelemem oraya gitmeyin. Yüzmeyi bilmiyorum kardeşim ben." dedi.

-Keşke "Kardeşim" diye eklemeseydi. Belki o zaman daha az üzülürdü.-

Yine de çağırdı Mücahit'i "Gelirsin ne olacak ya biz de buradayız hem." Evet oradaydı. Mücahit'in "Kardeşim" dediği adam oradaydı. Mücahit kardeşine güvenmeyecekti de kime güvenecekti. İleri doğru gitmeye başladı. Bel hizasındaki su önce göğsüne geldi, sonra boğazına. Korktu biraz. Geri dönmeyi düşündü. "Kardeşi" seslendi o an "Korkma Mücahit gel." dedi. Korkamazdı Mücahit. Hem niye korkacaktı ki, beş arkadaşı vardı yanında bir şey olsa müdahale ederlerdi. Bir adım daha attı. Ayağı boşluğa geldi. Geri adım atmak istedi. Yapamadı. Yüzmeliydi. Yapamıyordu. Çırpınmaya başladı.

  Güvendiği arkadaşları hemen onu kurtarmaya geldi. Ama Mücahit tutunduğu kişiyi aşağı çekiyordu. Arkadaşları hiçbir şey yapamıyordu. Dört arkadaşı kıyıya gitti, yardım çağırmak için. Kıyıda kimse yoktu ama yardım edebilecek. Sadece "Kardeşi" kalmıştı yanında. Ona tutunmaya çalışıyordu. Ama onu da batırıyordu. Sonunda "Kardeşi" de kıyıya dönmeye karar verdi. Bacaklarına sarıldı kardeşinin. Kardeşi çok kısa bir süre Mücahit'in yüzüne baktı. Korku doluydu yüzü. Üç sene önce üniversitenin ilk günü tanışmıştılar. Üç yıldır ilk defa böyle görüyordu Mücahit'in yüzünü.

Ama Mücahit onu da aşağı çekiyordu. Kardeşi de korktu. Kendini kurtarmalıydı. Bacaklarını çırpmaya başladı. Mücahit tutunamadı. Mücahit'in kardeşi Mücahit'i ölüme atmıştı.

-------------------

  Güneş batmak üzereydi. Sabahtan beri oturduğu yerden ayağa kalktı. Denize doğru yürüdü. Daha önce on bir defa yaptığı bir şeyi yapacaktı yine. Denizin kenarında bulunan herkesin bakışları altında bağırmaya başladı: "Özür dilerim Mücahit! Kardeşim lütfen kardeşim! Lütfen bacaklarımı bırak artık!"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder