12 Nisan 2018 Perşembe

BİZ




Ezber düşlere benzeyen bir kamuflaj

Belimizde çocukluktan kalma bir beylik gülümsemesi

Birbirimizden bihaber olduğumuz zamanlar

Biz durumu hayati olmayanlarız,

Birer el ateş

Çelik vücutlardan seken kurşunlar.



Estetik suretler çağında aynasız

Akıntısız bir suyun yanına kadar

İlave yüzlülerden cesur bir kaçış

Biraz karada biraz suda olanlarız,

Durgun suyun üzerinde gamzelerimizin yansıması

Sonra usulca suya girmiş başımız.



Perva, perva nedir?

Rabbi, gelecek olanlar arasında

Neden adımız pervasızlar?

Oysa biz içi dolu sandıkların şekli sabit anahtarlarıyız,

Boş binalar için korkulardan kilitler

Etrafa saçılmış bükülebilen maymuncuklar.



Naylon sihirler, başkaldıran gözler

Nabzın tepkisi üryanlıktan ırak

Gözden gönüle uzanan ses tellerinde

Islak çığlıklar atabilenleriz biz,

Mağrurluğumuz çim bitmez zeminlere

Damla damla kurşun atabilmekten.



Mahkumlarız, suçlularız, sabıkalılarız

Kınından çıkamayanlardanız, güçsüzleriz, mağlubuz

Öfkesini avuç içinde sıkı sıkı taşıyanlardanız

Kapısının önünden toz kaldıramayanlardanız

Döneceklerden değil dönmüşlerdeniz,

Yolumuz düzleme çıkmaz

Öbür ucu yanlışa parça doğrumuz var.





Makul Dergi'nin 5. Sayısı için yazılmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder